-
1 her günkü
-
2 günkü
günkü: her günkü iş tägliche Arbeit;salı günkü gazete die Zeitung vom Dienstag -
3 her
her jeder, jede, jedes;her bir ein jeder/jedes, eine jede;her biri jede(r) von ihnen;her dem taze jugendlich wirkend;her gün jeden Tag;her günkü alltäglich;her halde (oder halü kârda) in jedem Fall; Alltagsanzug m;her nasılsa wie auch immer, irgendwie;her ne hal ise wie dem auch sei;her ne ise kurz und gut; irgendwie;her nedense aus irgendeinem Grund;her ne kadar wenn … auch, obwohl;her ne pahasına olursa olsun um jeden Preis;her şeyden önce vor allen Dingen;her zaman dauernd, beständig -
4 gündelik
См. также в других словарях:
gündelik — is., ği 1) Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek. F. R. Atay 2) Günlük iş Onca hayhuy arasında, gündeliğin olağan mucizelerini iyiden iyiye unutmuştu. M. Mungan 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
RUZMERRE — f. Her günkü. Her günlük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beyazımtırak — sf., ğı Beyazımsı Diyarbakır a yaklaştıkları zaman güneş yükselmiş, ovayı her günkü beyazımtırak duman sarmıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çapaçul — sf. Kılığının veya eşyasının düzgün ve temiz olmasına özenmeyip düzensizlik içinde yaşayan, pasaklı Musa, gene her günkü çapaçul kılığına bürünmüş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğirmen — is. İplik eğirmeye yarar araç, kirmen İki arkadaş, yüzlerce yıllık tonozların altında eğirmenlerini çevirirlerken her günkü ahenklerine giriştiler. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
pırtı — is. 1) Değersiz şey, eşya 2) Eskimiş giysi Aktör, o her günkü pırtısını giyip de sahneye çıkarsa ağzıyla kuş tutsa seyirciye Demirhane Müdürü olduğunu yutturamaz. S. F. Abasıyanık 3) hlk. Ufak tefek ev eşyası 4) hlk. Basma ve ketenden yatak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uğraşı — is. 1) Uğraşılan şey, iş güç, meşgale İnsanı her günkü uğraşılarından koparışları, kavrayıp götürüşleri de caba. M. N. Sepetçioğlu 2) Görev ve meslek dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş, düşkü, hobi Birleşik Sözler yaşama… … Çağatay Osmanlı Sözlük
siftah etmek — esnaf sabahleyin ilk alışverişi yapmak Bu vakit kim gelecek? Her günkü gibi siftahı sen ediyorsun? E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzıyla kuş tutsa... — ne yapsa, ne kadar çaba ve ustalık gösterse anlamında kullanılan bir söz Aktör, o her günkü pırtısını giyip de sahneye çıkarsa, ağzıyla kuş tutsa seyirciye Demirhane Müdürü olduğunu yutturamaz. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
günlük — 1. is., ğü Tütsü için kullanılan bir çeşit ağaç sakızı Birleşik Sözler günlük ağacı akgünlük 2. sf., ğü 1) O günkü, o günle ilgili 2) Üzerinden gün geçmiş veya geçecek On günlük çocuk. Sekiz günlük gezi. 3) Her gün yapılan, her gün yayımlanan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözden geçirmek — 1) okumak O günkü gazeteleri gözden geçirdi. F. R. Atay 2) niteliğini anlamak için bir şeyin her yanına bakmak, incelemek, muayene etmek Akşam hazırlanmış sofrayı gözden geçirmek için odasından çıktı. A. Kutlu 3) araç, motor vb.nin çalışıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük